Veyl
Sanmak, en büyük aldanmak olmuş.
Ve beklemelere en büyük neden!
Veyl olsun andığının sandığı olmayanlara!
Veyl olsun gören şaşkına, duyan baygına, konuşan suskuna..
Teldeki güvercine veyl olsun, çayırdaki çimene, dağlardaki kara, yollardaki sana..
Tevazuyu taviz sananlara veyl olsun!
Ali kalbinden kopardığı bir demet çiçeği anneler gününe hazırlıyor. Hayret ediyorum,
içinde kopan fırtınalarda o kır çiçekleri nasıl yetişiyor, hayret ediyorum! Kopmak
bilmeyen kökleri göklere ulaşan çiçekler! Tarumar olmuş bir gönülde yetişen
merhamet kokan çiçekler! Her zerresi nahiflikle kifâyet eden, güzelliğinin zulme
çaldığı canım çiçekler..
Anneler gününün bir evvel akşamı. Abdest ve okuduğu Kelâmların nurlandırdığı yüzü
mütebessim. Bileklerine sürdüğü beyaz misk, annesinin en sevdiği koku. Ve en güzel
elbisesiyle kıldığı iki rekat hacet namazı sonrası ellerinin, ihtişamsızlık içindeki en
büyük ihtişamıyla semaya açılmasından az sonra, sağına döner, duasını eder ve vuslat
için kapar gözlerini Ali. Allah ile kul arasındaki en temiz duaların neticesinin an
itibariyle kabulü, tüyler ürpertiyor. Ali ya uykuda, ya yakaza aleminde annesiyle el ele..
Ali, zindan olan dünyasına açtığı pencereden girdiği ebedi yurdunda nasıl da mutlu.
Çok küçüktü Ali annesini kaybettiğinde. Zindan olan dünyası, bir kat daha zindandı
şimdi. Gökteki yıldızlara veyl olsun, tevazusuz gönüllere veyl olsun şimdi.
Kimsesizlerin Kimsesi’ni tanımayanlara veyl olsun!
Sanmak, bel bağlanan dünyanın kıyametiyle neşveye kapılacak sonunda. Ve
beklemelerin neticesindeki hâk vuslata kavuşmanın en büyük vesilesi olacak!